Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında alkol düzenlemesi hakkında konuştu. Başbakan Erdoğan, ”Kimsenin yediğine içtiğine karışmayız. Karışana da müsamaha göstermeyiz. İçeceksen yine alkollü içeceğini al evinde iç. Buna karşı değiliz” dedi.

Başbakan: İçeceksen git evinde iç

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

27 Mayıs müdahalesinin ilk yasakladığı kutlama da maalesef İstanbul’un fethi kutlamaları olmuştu.
Şimdi yarın üçüncü Boğaz Köprüsünün yarın temelini atıyoruz. Köprü 2164 metre uzunluğunda olacak. Proje 60 km’den oluşuyor. Yatırım tutarı toplamda 2,5 milyar lira olacak.
Fethin 560. Yıldönümü nedeniyle burada birkaç önemli meseleye değinmek istiyorum. 2023’ü hedef olarak tespit ettik ve hedeflere kararlı adımlarla ilerliyoruz.

İNSAN ALLAH’IN YERYÜZÜNDEKİ HALİFESİDİR

Yeni doğan ve doğacak çocuklarımız için de 2071’i bir hedef tarih olarak ilan ettik.
2053 yılını da gençlerimiz çocuklarımız için bir hedef tarih olarak ilan ettik.
Geçmişten günümüze birçok fikir akımı insanı değişik şekillerde nitelendirmiştir.
Kimileri haşa insanı düşünen bir insan olarak nitelendirmiştir. Kimleri düşünceden kimileri tüketiciden ibaret görmüşlerdir.
Kimi düşünceler insanı sadece akıl olarak görmüşlerdir.
Bizlerin muhafazakar demokrat bir parti olarak insana bakışımız son derece nettir. Bizim için insan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Yaratılmışların en şereflisidir.
Bizim için insan aklı ruhu fıtratıyla bir bütündür. Biz insanı asla maddi ihtiyaçları olan bir canlı olarak göremeyiz.
Biz insana maddi ihtiyaçları kadar manevi ihtiyaçları da sunmak bunları tesis edecek özgür atmosferi oluşturmakla da mükellefiz.

MEDYA GENÇLERE FARKLI UYGULAMALARI TELKİN EDERSE ARADIĞIMIZ NESLİ BULAMAYIZ

2053’e giderken biz bu memlekette binlerce Fatih, binlerce Ulubatlı hasan binlerce Akşemsettin yetişsin istiyoruz.
Biz tek Mimar Sinan’la yetinemeyiz. Biz Mimar Sinan’ın ruhunu içinde hisseden binlerce Mimar Sinan’a ihtiyacımız var.
Biz bir tek Itri ile yetinemeyiz. Yüzlerce ıtri yetiştirmek zorundayız.
Biz çocuklarımıza ufuk vermek zorundayız.
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştaki gençlerimize o iklimi teneffüs ettirmek zorundayız. Ama bu sadece devletin yapacaklarıyla olacak bir iş değil. Bütün STK’lar, medya, okullarla dayanışma içinde bunu yapmak zorundayız.
Bir tarafta bu adımlar atılırken medya dizi filmleriyle gençlerimize düşünmeyi, okumayı değil de farklı uygulamaları telkin ederse biz bu aradığımız nesli bulamayız.

DAYATMA YAPMAYIZ, TERCİHLER KOYARIZ

Maalesef son iki yüz yıldır gençlerimiz taklitçi bir anlayışla yoğrulmuştur. Gençlere dayatma yapılmış çocuklara formatlama yapılmak istenmiştir.
Bizim yaptığımız istikamet ve ufuk çizmekten ibarettir.
Biz dayatma yapmayız. Ortaya tercihler koyar bunu sonuna kadar savunuruz.

Bir yanıt yazın