Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ‘Sınır dışına çıkışlar noktasında bir yasal düzenleme ihtiyacı gözükmüyor’ dedi…

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, A Haber’in canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çözüm süreci kapsamında sınır dışına çıkışların hukuki çerçevesine ilişkin tartışmalar ve bu konuda BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın sözlerinin hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini, terörün sonlandırılmasınını milletin tamamının, siyaset kurumundan ortak talebi olduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın süreç kapsamında ifade ettiği adımlardan birinin, terör örgütü unsurlarının Türkiye topraklarının dışına çıkması olduğunu hatırlattı. Bu noktada bazı çevrelerin yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğu değerlendirmesinde bulunduğunu aktaran Bozdağ, ”Sayın Başbakanımızın söylediği söz çok önemli, grup konuşmasında 1999 yılında yaşanan sıkıntıların yaşanmayacağını, Türkiye topraklarının dışına çıkma söz konusu olduğunu herhangi bir problem olmayacağına dair güvence veren bir açıklaması oldu. Bu önemli bir sözdür. Sayın Başbakan bunu bizzat kendi ağzından ifade etti” diye konuştu.

Geçmişte yaşanan olumsuzlukların, bu kez olmayacağının perde arkasında değil kamuoyunun önünde açıkça ifade edildiğine dikkati çeken Bozdağ, ”Bu noktada bir yasal düzenleme ihtiyacı da gözükmüyor. Şu anda nasıl girdilerse o usulde çıkacaklar. Yoksa resmi bir çıkış yapılması söz konusu değil” dedi.

”Birileri atılan adımları hukuk dışı ilan etmek için bir takım şeyler söylüyor”

Bozdağ, ileride bir savcının bugün yaşananlarla ilgili güvenlik güçleri hakkında dava açmasının önünün nasıl alınabileceği şeklindeki soruyu yanıtlarken, bir Cumhuriyet savcısının soruşturma açması için bazı hukuksal gerekçelerin oluşması gerektiğinin altını çizdi.

Bugün ülkede konuşulanın ise 30 yılı aşkın süredir devam eden terörün sonlandırılması, kanın durdurulması olduğunu vurgulayan Bozdağ, çözüm sürecinin ülkede huzuru, güvenliği ve barışı sağlamayı amaçladığını bunun da Hükümetin temel ve anayasal görevlerinden olduğunu belirtti.

Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:

”Hükümetin yaptığı şey, milletimizin, devletimizin huzur ve güvenliğini tesis eden adımlar atmaktır. Bu adımlar yasal dayanaktan yoksun adımlar değil. Tamamen Anayasa ve yasalar çerçevesinde Hükümetimize verilmiş yetkileri Hükümet kullanıyor. Şimdi buradan birileri bu atılan adımları hukuk dışı ilan etmek ve bunun üzerinden savcıları göreve çağırmak için birtakım şeyler söylüyorlar. Halbuki çok açık, Hükümetin görevlerine baktığımız zaman, Başbakan’ın görevlerine baktığımız zaman Türkiye’nin huzuru, güvenliği, barışı, istikrarı ve benzeri konularda bütün yetkiler Hükümettedir. Hükümet, Anayasa ve yasadan aldığı yetkiler çerçevesinde bu adımlarını atıyor, yoksa atılan adımlar yasal, anayasal dayanaktan yoksun, hukuk dışı adımlar değil. Herhangi bir Cumhuriyet savcısı nasıl bir soruşturma başlatacak? ‘Sen ülkenin güvenliğini niye sağlıyorsun, 30 yıldır devam eden terörü neden bitiriyorsun?’ diye mi soruşturma başlatacak? Böyle bir şey olabilir mi? Şu anda yapılan şey, yasal çerçevede Hükümet yasalarla yetkilendirildiği adımları atıyor.”

Bozdağ, ancak benzer çalışmalar yapan MİT Müsteşarı hakkında kısa süre önce dava açılması istendiğinin hatırlatılması üzerine ise ”Onunla ilgili de yanlış olduğunu söyledik. Zaten devam eden soruşturma sonrasında da savcılık takipsizlik kararı verdi. Yapılanan yanlışlığını bu takipsizlik kararı ortaya koydu” dedi.

”Türk toplumu, çözüm sürecine desteğini ortaya koymuştur”

Yasal düzenleme konusunda ısrar edilmesi halinde sürecin sekteye uğrayıp uğramayacağı sorusunu da yanıtlayan Bozdağ, ”Ben sürecin sekteye uğrayacağı kanaatinde değilim. Çünkü Türk toplumu çözüm sürecine desteğini ortaya koymuştur. O yüzden süreç işleyecektir” ifadelerini kullandı.
Bekir Bozdağ: Başbakan Erdoğan söz verdi
Bozdağ, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütüldüğünü, ortaya çıkan her olumlu sonucun da toplumsal desteğin artmasını sağlayacağını belirtti.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın ”Hükümetin bütün hukukçuları yasal düzenleme üzerinde çalışıyor” dediğinin aktarılması üzerine de Bozdağ, sürece ilişkin yasal bir dayanağa ihtiyaç olmadığını, mevcut yasaların atılan adımları karşıladığını söyledi.

Demirtaş’ın ”Kandil, Öcalan’ın sesini duymak istiyor” dediğinin ifade edilmesi ve bunun mümkün olup olmadığının sorulması üzerine de Bozdağ, böyle bir şeyin söz konusu olmayacağını, ayrıca ihtiyaç da olmadığını düşündüğünü belirtti.

”Akil insanlar komisyonunun Meclis ile irtibatlı bir komisyon olmasına gerek yok”

Bozdağ, akil adamlar komisyonuna ilişkin soruları da yanıtladı.

Akil insanlar komisyonunun kaç kişi olacağının gelecek günlerde ortaya çıkacağını, bu sayının çalışma şekline göre belirlenebileceğini kaydeden Bozdağ, ”Sonuç itibarıyla akil adamlar süreci yönetecek insanlar değil. Bunlar sonuçta bu süreçte birtakım gözlem ve değerlendirmelerde bulunacak bir insanlar heyeti” dedi.

Bozdağ, bu komisyonun çalışmasının süreli olacağını da ifade etti.

Bekir Bozdağ, parlamenterlerden oluşan ikinci tür bir komisyona yaklaşımının ne olacağının sorulması üzerine, aynı konuda iyi ayrı komisyonun fayda sağlamayacağını belirterek, ”Aynı konuda iki tane komisyon faydalı olmaz. Esasında akil insanların Meclis’ten bağımsız olması, biraz daha rahat çalışabilir bir yapı olması da son derece önemli. Onların toplumun her kesimi tarafından da kabul gören, siyaseten yüzde 100 bir tarafa mal edilmemiş olması da son derece önemli. Toplumun her tarafının kabul edeceği insanlardan oluşması da önemli. Aynı konuda bir Meclis dışında akil insanlar, bir tane Meclis içinde akil insanlar, doğru görmüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

TBMM İç Tüzüğü’nün de böyle bir oluşuma imkan vermediğini kaydeden Bozdağ, ”Akil insanlar komisyonunun ayrıca Meclis’te oluşturulmasına veya Meclis ile irtibatlı bir komisyon olmasına gerek yok çünkü bu komisyonun biraz bağımsız olması daha önemli yapacakları iş bakımından” diye konuştu.

Bir yanıt yazın