Türkmenistan ziyareti dönüşünde beraberindeki gazetecilere konuşan Başbakan Erdoğan önemli açıklamalar yaptı

Erdoğan: Demokratikleşme paketinde sürprizler olabilir
‘Başbuğ keşke o açıklamaları yapmasaydı, Özel’in rahatsızlığına şahidim’
‘Ergenekon ‘culara af gündemimizde değil’
‘Anadilde eğitim ve genel af yok’
‘Başörtülü milletvekili adayı olabilir’
Çekilen PKK’lı sayısının yüzde 20 civarında
Diktatör tanımlamasına üzülüyorum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan günübirlik çıktığı Türkmenistan seyahati dönüşünde beraberindeki gazetecilerin sorularına çarpıcı cevaplar verdi. Ergenekon kararı sonrası gündeme getirilen “PKK’ya da Ergenekon’a da af” söylemlerine karşı çıkan Erdoğan demokrasi paketine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın çeşitli gazete temsilcilerinin sorularına verdiği cevapları şöyle:

ÜLKE KOALİSYONDAN ÇOK ÇEKTİ

*Eleştirilerin odağındasınız. Sağlığınız hakkında spekülatif haberler yapılıyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?

Armudu yenen ağaç taşlanır. Yenmeyeni kimse taşlamıyor. Ortada bir hizmet var, 10 yılda Türkiye’nin geldiği bir nokta var. Bir de sandıktan çıkma çabası olmayan muhalefet var. Biz de yaptırıyoruz muhalefet de yaptırıyor. Bizim son anketlerimize göre oyumuz yüzde 55’e kadar çıkıyor. Ortalama yüzde 53. Muhalefetin oyu ise düşüyor. Hepsini bir kenara koyuyorum görünen bir gerçek var.

PAKETTE SON VİRAJ

*Üzerinde çalıştığınız demokratikleşme paketinde seçim barajı ya da sistemi üzerine değişiklik olacak mı?

Var. Ancak yüzde 10 barajı ile ilgili tutumumuz şu. Ülkedeki ekonomik yapıyı düşünüyorsak her zaman söylediğim şu, bu ülke koalisyondan çok çekti. Tek parti döneminde tüm olumsuzluklara rağmen bire üç katladık. Niye ülkemizi tekrar dara, zora sokalım. İki puan barajı indirdik ne olacak? 4 partiden başkası mı gelecek? Varsayın? Yok. O zaman bu kavga niye? Son seçimlerde tarihin en yüksek katılımı sağlandı. Temsilde adaletse bundan daha iyisi olmadı.

*Demokratikleşme paketi ne zaman açıklanacak?

Ben çalışmamı bitirdim arkadaşlar çalışıyor. Bu hafta ilgili kurullarda bir görüşme daha yapıp önümüzdeki günlerde açıklayacağız.

*Pakette sürpriz düzenlemeler görecek miyiz?

Geneli itibariyle duyduğunuz, bildiğiniz şeyler ama birkaç tane de sürpriz olabilir. Ama bazen öyle şeyler yazılıyor ki hayret ediyorum.
Ülkemizi rahatsız edecek şeyler üzerinde durmuyoruz.

BAŞÖRTÜLÜ ADAY OLABİLİR

*Kamuda başörtüsü gelecek mi?

Kamuda başörtüsü kararını Danıştay verdi zaten.

*Başörtülü aday gösterecek misiniz?

Yerel yönetimlerde var zaten.

*Başörtülü milletvekili adayınız olacak mı?

İnşallah. Parlamento’da engel yok. Fiili bir durum var sadece.

*Pakette anadilde eğitimin önü açılıyor deniyor. Ne boyutta düzenleme?

Hayır yok. Özel okullarda da yok. O konu bizim için şu anda ele alınacak durum değil. Yapılan benzetmeler de doğru benzetmeler değil. Ne neyi getirir, götürür kimse düşünmüyor. Biz düşünmeye mecburuz. Biz, ülkemizi bölecek konular üzerinde AK Parti olarak adım atamayız. Zamanlama birçok konuda çok önemli. Zamanlamayı iyi yapmazsanız güzelim ülkemize yazık edersiniz. Biz zaten okullarda anadili öğrenme imkanı sağladık. Ama anadil ile eğitimin önünü açarsanız resmi dili zedelersiniz

FARKLI BİR DÜŞÜNCEM VAR

*Ergenekon kararından sonra birçok kesim PKK’yı da kapsayacak bir genel aftan bahsediyor. Sizin düşünceniz ne?

Gündemimizde yok. Öcalan için de değil. Asla bir genel af söz konusu değildir. Af konusunda benim farklı bir düşüncem vardır. Kişilere karşı işlenen suçlarda kişiler af yetkisine sahiptir. Devlete karşı işlenen suçlarda devletin yetkisi vardır. Adam öldürme vs. konularda devletin yetkisi olmaz. Gündemimizde af yok.

ADAYLARI HALKA SORACAĞIZ

*Yerel seçim adaylarınızı ne zaman açıklayacaksınız?

81 vilayetin tamamında anket yeni bitti. AK Parti’nin oy oranı, 51,9. İsim bazında yaptığımız anketlerde değerlendirme sürüyor. Gerek teşkilatımızla gerek milletvekillerimizle değerlendirme yapıp bir de direkt olarak sadece teşkilat yönetim kurullarının dahil olduğu bir kamuoyu araştırması yapacağız. Bu kanaatleri aldıktan sonra çıkan 3-5 ismi o ildeki halka soracağız. Halk kimin üzerinde duruyorsa tekrar değerlendireceğiz. Adaylarımızı peyderpey açıklayacağız. Üzerinde ittifak olan isimleri bu süreci beklemeden açıklayabiliriz. Büyükşehir adaylarını eylül, ekim gibi açıklamaya başlarız.

Sınır dışına çıkan terörist yüzde 20

*Çözüm süreci nasıl gidiyor?

Türkiye’yi terk konusunda verilmiş sözler yerine gelmiş değildir. Çok çok basit anlamda o da çocuk, yaşlı, kadın gibi yüzde 20 gibi bir durum. Bunun dışında çıkma diye bir şey söz konusu değil. Böyle bilinmesinde fayda var. Tabii çözüm süreci nde akil insanların bize verdiği raporlardan hareketle atılması gereken adımları atıyoruz.

GEREĞİNİ YAPARIZ

*PKK’nın sık sık tarih verip tehdit etmesini neye bağlıyorsunuz?

Zaten silahı bırakmış değiller. Bunlar kendi durumlarını ortaya koyuyorlar. Saldırırım diyene karşı bu ülkenin güvenlik güçleri de herhalde hoş geldin demeyecek. Gereğini yapacaklardır.

BAŞBUĞ O AÇIKLAMAYI YAPMAMALIYDI

*Ergenekon kararı çıktıktan sonra AK Parti kapatma davası da tartışmalı hale geldi. Sizin kararla ilgili bir başvurunuz olacak mı?

Evet. İlgili arkadaşlara talimat verdim çalışıyorlar. Gerekçeli kararı bekliyoruz. O karar çıktıktan sonra gerekeni yapacağız.

*CHP liderinin Silivri açıklamalarını, mahkemeyi tanımama sözlerini nasıl değerlendirdiniz?

Bir siyasi partinin genel başkanının bir hukuk devletinin içinde Anayasa’ya aykırı açıklamalar yapması beni değil daha çok yargıçları ilgilendiren bir durumdur. ‘Yargıçları tanımıyorum, yargıyı tanımıyorum’ diyor. Bunu diyen muhalefet lideri. Böyle bir ifade bizlerden olsaydı bu yargı veya yargıçlar o zaman ne yapardı?

ÖZEL’E BEN ŞAHİDİM

*İlker Başbuğ ’un karar sonrası yaptığı açıklamalarına ne diyorsunuz?

Başbuğ öyle bir açıklama yapmamalıydı. Daha önce de söyledim, benim Genelkurmay başkanım olarak beraber çalıştığımız ismi terör örgütü yöneticisi olarak kabul etmem mümkün değil. En kötü ihtimalle tutuksuz yargılanması mümkün iken, tutuklu yargılanması… Diğerleri için de söylemiştim. Bu aslında herhalde en yüksek tonda bir sestir. Riski olan da bir sesti.

Genelkurmay başkanımız ne yapacaktı? Zaten bu tür açıklamaları yapma hakkına da sahip değil. Buna rağmen nasıl bir rahatsızlık içinde olduğunu en yakından ben şahidim. Hukukun dışına mı çıkacaktı? Herhalde bunu yapacak hali yoktu. Keşke o tür bir açıklamayı duygusallık içinde yapmasaydı. Çünkü daha süreç bitmedi. Bu tür açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik de edebilir.

HUKUK iÇiNDE YAPILAN HER EYLEME ŞAPKA ÇIKARIRIM

Gezi olaylarının ‘güçlü bir Türkiye’ istemeyenler tarafından organize edildiğini söyleyen Erdoğan, “Sonbahar sıcak geçecek” söylemlerine sert çıktı: “Bunlar kendileri çalıp kendileri oynarlar. Huzursuzluk çıkaranlar bedelini hukuk içinde ağır öderler”

*Gezi Parkı eylemlerinde istenen neydi? Veya hakikaten bir şey istendi de hükümet buna karşı tavır mı koydu?

Önce ağaç dendi, bir tanesi ‘Hâlâ anlamadın mı konu ağaç değil’ dedi. Peki ne? Onu da kimse söylemiyor. Bir defa güçlü Türkiye istenmiyor. İçeride de dışarıda da buna çalışanlar var. Mısır olayını hafife almayalım. Mısır’da yaşananlar, bu ülkenin stratejik önemini hazmedemeyenlerin başlattığı bir olaydır. Türkiye ile Mısır’ın bölgede farklı bir yeri var.

Türkiye’ye bugüne kadar bakanlar laiklikle demokrasiyi bir arada götüremez diyordu. Türkiye tam aksini ispat etti. Bunu görmeleri ciddi hazımsızlık başlattı. Üstelik demokrasiyle ekonomiyi başarıyla götürdük. Üstelik petrolümüz yok. En önemli sırrı ‘yolsuzlukların olmadığı bir ülke’ dedik. Yolsuzluklara darbe üstüne darbe vurduk. Tamamen bitti mi? Hayır.

Tamamen bitse Türkiye başka yerde olurdu. Kayıt dışı ekonomide hâlâ istediğimiz yerde değiliz. Faiz lobisi derken boşuna çıldırmadık. Onlar bu işi başarılı bir şekilde sürdürüyorlar. Faiz dışı gelirler nedir diye baktığımızda ortaya korkunç bir rakam çıkıyor. 3 beş değil 14-15 milyarı yakalayan tablo var. Bu adamlar sülük gibi 76 milyonu emiyorlar.

NASIL DİKTATÖRLÜK BU?

Bazılarının diktatör yakıştırmasını da anlamıyorum. Bu ülkede seçim var, seçim arkasına seçimler yapılıyor herkes partisini kurabiliyor. Mısır’daki gibi 2-3 ay süren seçim yok. 7 tane seçim yapmışız. Partimizin yükselen bir trendi var. Şimdi ben şuna üzülürüm; Gezi Parkı’nda ücretten dolayımı işsizlikten dolayımı isyan var? İşte üniversitelerde şunlar bunlar derken harç dediniz onu da kaldırdık. Burslarla, kredilerle destek olduk. 100 bin öğrenciye burs verdik. Şimdi bunlar bile sokaklara dökülüyor. Bunlar kahir ekseriyet mi? Değil. Sesleri gürültüleri çok çıkıyor. Vesile olanlar da maalesef bir kısım medya.

Son zamanlarda bölücü terör örgütüyle ilgili yazılı görsel medya çok yoğun bir yayın yapıyor. Adamları bu kadar abartmanın anlamı ne? Bu adamlar ülkeye bir şey mi kazandırıyor? Dağla irtibatlar… Adeta örgütü ülkenin kurtuluşuymuş gibi lanse edilişler filan. Bunlar benim ülkeme fayda getirmiyor, zarar getiriyor. Bizi üzen biraz bu. Yoksa şahsımla ilgili gerilimler söz konusu değil.

Yakından tanıyanlar bilir. Haksızlık karşısında susmam. Ama bir gerilim insanı diye değerlendiriliyorsam üzülmek hakkımdır. Hele hele diktatör filan. İnsan biraz insaf eder. Bu tür şeyler insanı üzüyor. Alkol düzenlemesi yapıyorsunuz. Alkol yasaklaması diye veriyor medya günlerce ayıptır. Batı ortada Amerika ortada. Baksınlar hangisi bizden geri. Hepsinde bizden daha katı kurallar var. Adamların şakası yok, adım attırmazlar.

KENDİLERİ ÇALIP OYNARLAR

*Adeta bir eylül sendromu oldu. Herkes sonbaharın sıcak geçeceğinden bahsediyor. Sizin duyumlarınız ya da beklentileriniz ne yönde?

Silivri’de de öyle diyorlardı. Ne yaptılar Silivri’de? Ayın 5’i için farklı mesajlar veriyorlardı ne oldu? Bunlar kendileri çalıp kendileri oynarlar. Onlar ne derlerse desinler biz tedbirleri aldık alırız. Huzursuzluk çıkaranlar bedelini hukuk içinde ağır öderler. Hukuk içinde kalmak şartıyla her türlü eyleme şapka çıkartırım. Hukuk içinde kalmayana da gereğini hukuk içinde yaparız.

Batı medyası bize hiç olumlu bakmadı

*Batı basınının tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir değişim görüyor musunuz? Bir dönüm noktası var mı sizin diyebileceğiniz?

Batı medyası bize hiçbir zaman olumlu bakmamıştır. İstisnalar olmuştur ama geneli böyle. Ne ülkeme ne partime yönelik hiçbir zaman olumlu bakmamışlardır. Özellikle Alman medyası bu işin önemli aktörlerinden biri olmuştur. Bizimle ilgili algı yöneticilerin bakışıyla değişmez halkların bakışı önemli. Hakların bize bakışı müspet. Dün FT Mısır olaylarıyla ilgili bir başyazıda Türkiye’yi arabulucu olmaya davet ediyor. Aynı şeyi bizi telefonla arayanlar bizden ricayla söylüyorlar. Biz diyoruz ki, biz arabuluculuk yapalım ama sizin bazı şeyleri yerine getirmeniz gerekir.

Başkanlık olmazsa olmaz değil

*Yaşanan tartışmalar Çankaya senaryolarıyla ilişkilendiriliyor. Başkanlık sistemi tartışmalarının esas neden olduğu yorumları da var?

Kaç kere açıklama yaptım. Dedim ki başkanlık sistemi AK Parti olarak teklifimizdir. Olmazsa olmazımız değildir. Türk siyasetine teklifle geliyoruz. Yeni anayasa hazırlanıyor. Biz başkanlık sisteminin de gündemde olmasını teklif ediyoruz. Baraj kalksın diyorlar. Bunun en güzel yolu başkanlık sistemi. Baraj yok. İstemiyor muydun hadi buyur. Dar bölge sistemi.

Türkiye’yi bölersin 550 bölgeye, her bölgeden bir vekil… Dolayısıyla orada da baraj olmaz. Bir de daraltılmış bölge var ki orada baraj gerekir. Şimdi ana muhalefetin hiçbir hazırlığı yok. ‘Başkanlık sistemini geri çeksin ona göre konuşalım’ diyorlar. Niye ben çekeyim sen tekliflerini geri çektin mi? Son ana kadar durur, eğer tıkanma nedeniyse o zaman geri çekeriz.

DERTLERİ ÜZÜM YEMEK DEĞİL..

Başından bu yana en olumlu yaklaşımı biz göstermişiz. 326 vekilim var 3 kişiyle temsil ediliyorum uzlaşma komisyonunda. Hâlâ kalkıp ‘Engelleme iktidardan geliyor’ diyorlar. Bu konuya baktığımızda yine köşe yazarlarının birçoğundan adil bir yaklaşımı göremiyorsunuz. Bunları derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Gelin 48 maddeyi hemen bir haftada Meclis’ten geçirelim. Hiç olmazsa bu arada 48 madde daha sivil anayasa olarak geçmiş olsun.

Bu arada ‘Arkadaşlarımız çalışsınlar bu çalışma devam etsin‘ dedik. Bakın 61 oldu yazılan madde sayısı. İlla köşeye sıkıştıracaksın. Buyurun devam edin. Ben diyorum ki bunlarda mademki mutabıkız mutabık olduklarımızı geri bırakmayalım. Bir haftada geçiririz Meclis’ten. Mesele bir şeyi yapmak. 60 maddeyi orada hallettikten sonra referandumda kabul edilen 26 maddeyle çoğu bitiyor. Geriye 30 madde filan kalıyor o da bir şekilde halledilir.

Demokrasinin aması olmaz

*Obama’nın Mısır mesajını nasıl buldunuz?

Tam istediğim gibi değil. Bir tavır değişikliği var ama ben daha güçlü bir tavır beklerdim. Mesela şu, hâlâ söylenmemeli, ‘Mursi seçimi kazanmıştır ama’ dendiği anda orada demokrasiyle çelişme başlıyor. Demokrasinin aması olmaz. Olmamalı. Bu yetkiyi belirlenen süre için alıyor. Muhalefetin ona katlanması lazım. Diyorlar ki muhalefetin de kucaklanması lazım, yönetime onlardan da adam alması lazım. Ne demek almak lazım. Yüzde 52 ile iktidar olacağım istersem alırım istersem almam yetki bende. Ama buna ihtiyacım yokken niye alayım? Kaldı ki Mursi kendi hükümetini kuramamıştır. Darbe yapıldığı andaki hükümette 3’te 1’i kendi arkadaşlarıydı. Böyle bir durum var. Sisi’yi genelkurmay başkanı yapıyor, alıyor MSB Bakanı yapıyor. Kim? Mursi.. Anayasa mahkemesi başkanını atadı, adamcağızı arkadan hançerlediler. Bunu aklıselim sahibi olan bütün yazarların gümbür gümbür yazması lazım. Daha ne yapsın?

MURSİ SERBEST KALMALI

Ben tarafım. Ben oradaki güçlü demokrasinin yanındayım. Taraf olmayan bertaraf olur. Demokrasi orada katledilmiştir. Ben katledilen halkın iradesi iade-i itibar olarak geri verilmelidir. O da Mursi’nin ve siyasi tutukluların serbest bırakılması ile olur. Bu insanların karşısında darbe yönetimleri filan duramaz. Darbe yönetimleri de duramaz.

Bir yanıt yazın