Dünyayı kum gazı, kaya gazı, kömür yatağı gazı gibi yeni enerji kaynaklarıyla tanıştıran gazdevrimi, kısa sürede küresel enerji piyasalarındaki dengeleri değiştirmeye başladı.

Gazdan devrim çıkardık!

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı rapora göre, son yıllara kadar yüksek üretim maliyeti, yetersiz teknoloji ve rezervlerin verimli kullanılamaması gibi nedenlerle tercih edilmeyen konvansiyonel olmayan gaz üretimi, ABD tarafından geliştirilen metotlarla artmaya başladı.

Konvansiyonel olmayan hidrokarbon üretimine yönelik küresel gelişim, beraberinde ABD’nin 20 yıllık LNG ihtiyacının konvansiyonel olmayan üretim ile karşılanması, LNG piyasalarında oluşan rekabet nedeniyle fiyatların petrol piyasasından daha ılımlı bir çizgide seyretmesi, doğalgazkullanım alanının genişlemesi ve küresel çevre hedeflerine yaklaşılması, doğalgaz ihracatçısı ülkelerin sayısının artmasıyla doğalgaz OPEC”inin kurulması veya tek üreticinin küresel piyasayı domine etmesi ihtimallerinin zayıflamasını gibi sonuçları getirdi.

ABD ve Kanada’da tight gaz (kum gazı) ve shale gaz (kaya gazı), Avustralya’da ise CBM (kömür yatağı gazı) olarak üretilen ankonvansiyonel gaz, henüz gaz devriminin başında olunmasına rağmen dünya piyasalarını etkilemeye başladı. Gaz devrimiyle ABD, enerji projeksiyonlarında dev bir enerji ithalatçısı konumundan, doğalgaz fiyat artışının devamı ile önemli bir gaz ihracatçısı konumuna geldi.

CBM üretimindeki artış ile Avustralya dünya LNG pazarında 2020 yılında liderliği hedefliyor. Fukuşima sonrası nükleer santrallerinin tamamını kapatan Japonya, Avustralya’nın en büyük müşterisi olma yolunda hareket ediyor. Güneydoğu Asya’da Çin ve Hindistan artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve artan doğal gaz faturalarını düşürmek için ankonvansiyonel gaza yöneliyor.

Çin’in 2015 yılında CBM üretimini önemli ölçüde arttırması, 2020’de ekonomik ve önemli miktarda shale gaz üretmesi, Endonezya ve Arjantin’in de 2020-2025 arası ankonvansiyonelgaz üretimlerini arttırması bekleniyor.

Halen Avrupa’da yüzde 1’in altında olan ankonvansiyonel gaz üretiminin 2035’te yüzde 27’ye, AB 9 içinde ise yüzde 47’ye yükselmesi öngörülüyor. İngiltere, Fransa ve Norveç, ABD’deki ankonvansiyonel devrimi yakından takip ediyor.

Fukuşima sonrası nükleer enerjiyi bir kez daha sorgulayan AB’nin, nükleer enerji, ankonvansiyonel gaz ve Rus gazına bağımlılık arasında bir seçim yapması bekleniyor.

Bir yanıt yazın