Ekrem Dumanlı’nın bugünkü yazısı üzerine

Ekrem Dumanlı’nın bugünkü yazısı üzerine dershane tartışmasını yorumlayan Mustafa Karaalioğlu çok önemli bir tespitte bulundu.

Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, 24 TV ekranlarında dersane tartışmasını değerlendirdi.Tartışmalara farklı bir boyut kazandıran Karaalioğlu, Cemaat’in AK Parti’ye oy vermeyeceği noktasındaki söylentilerle ilgili olarak da, “Düşünün yani, hiç olmayacak bir yerde AK Parti’nin belediye başkanlığını kaybetmesi doğrudan Cemaat’e yazılır” dedi.

“GÖNÜL KIRIKLIĞI TEK TARAFLI DEĞİL”

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın bugün yazdığı “duygusal” yazıya gönderme yapan Karaalioğlu, “Sayın Erdoğan’ın da çeşitli açıklamalarında Hizmet hareketinin yayın organlarına yönelik şikayetleri ve gönül kırıklıkları var. Yani gönül kırıklığı tek taraflı değil. Cemaat içerisinden, dersane davası bir gönül kırıklığı metaforuyla anlatılıyor ama tersinden baktığınızda, Sayın Erdoğan da konuşmalarında nazik ve hassas bir şekilde bazı mesajlar veriyor. ‘Bize şamar atmaya kalktılar’ diyor. Bu yapılan yayınlar, bu gösterilen görüntüler, bu verilen demeçler bizim hakettiğimiz demeçler, bizim duymamız gereken demeçler değil diyor. Orada da bir gönül kırıklığı var. dedi.

Mustafa Karaalioğlu şöyle konuştu:

Ki, Cemaat’le Hükümet arasında hiçbir sorun olmadığını, Hükümet’in Cemaat taleplerini karşılama noktasında hiçbir kompleks taşımadığını yine Erdoğan’ın sözlerinden anlıyoruz.

Rusya’da gazeteci arkadaşlarımıza ne dedi; ‘Bütün taleplerini karşıladık, kimse kapımızdan boş dönmedi dedi.

“EĞER CEMAAT’E KARŞI BİR GİRİŞİM OLSAYDI…”

Eğer Ekrem’in duygusal bir şekilde iddia ettiği gibi, bu Cemaat’e karşı bir girişim olsa, işin o tarafı olmazdı. Erdoğan 2008’de dersanelerin kapatılacağını açıkladı ki, o zaman ilişkiler gayet ileri derecede ve çok iyi bir seviyedeydi. Ne MİT krizi vardı, ne de başka birşey vardı. Herhangi bir olaya bağlı olarak Başbakan bunu söylemiş değildi.

O günden bugüne de, eminim ki Cemaat’ten, Cemaat’e bağlı insanlardan sayısız talebi hiçbir engel koymaksızın, hiçbir kompleks yapmaksızın karşıladı Sayın Erdoğan. Ve bunların çoğu da eğitimle ilgili taleplerdi. Özel üniversiteler, vakıf üniversiteleri gibi projelerdi anlayabildiğim kadarıyla. Bu açıdan bakıldığında ‘neden bizi hedef alıyorsunuz’ sorusu çok da anlamlı değil.

“KİM HANGİ SAFTA, İYİ BAKMAK LAZIM”

Türkiye’de bazı kesimler var ki, mesela Kürt sorununda çözüm istemezler ama eğer hükümeti Kürt sorunu üzerinden sıkıştırmak mümkünse, en büyük çözümcü gibi davranırlar.

Gezi Parkı olayları onları hiç ilgilendirmeye bilir ama Gezi Parkı madem hükümete zarar veriyor, sıkıntı veriyor deyip Gezici olurlar. Bugün de dersane konusunda madem bu konu hükümete sıkıntı veriyor, madem bu konuda hükümete karşı girişim imkanı var dershaneci oldular. Eminim ki Cemaat’teki arkadaşlar da bu tabloyu görüyorlardır. Yani onların kim olduklarını biliyorlardır. Sahici bir destek olmadığını, bu desteğin konjonktürel ve sırf hükümete sıkıntı vermek adına bir destek olduğunu görüyorlardır.

Burdan çıkartılması gereken de bir ders var. Kim hangi safta bulunuyor? Büyük resme bakıldığında yapılan işler nereye tekabül ediyor. Tarihsel olarak hangi pozisyonda kalıyoruz? Bunları insanların iyi değerlendirmesi lazım. Bazen ittifaklar kendiliğinden gelişiyor. O ittifaklar insanların omuzuna yük de olabilirler.

Eminim ki Ekrem Dumanlı bu yazıyı yazarken bunu çok iyi düşünüyordur. Yani bugün dershaneleri savunanların birçoğunun, iki-üç ay öncesine gidin Cemaat’e ilişkin tavırlarının ne olduğu belli. Fethullah Gülen Hocaefendi’ye karşı tavırlarının ne olduğu belli. Ama bu insanlar bugün sırf bir muhalefet imkanı var diye saf tutuyorlar.

“CEMAAT BAŞKA TARAFA OY VERİR Mİ CÜMLESİ ÇOK TEHLİKELİ! İŞ CEMAAT’İN ÜZERİNE KALIR”

Bence Hizmet Hareketi’ne, Cemaat’e en çok cümle bu: ‘Cemaat AK Parti’yi cezalandırmak için başka tarafa oy verir mi?’ cümlesi.

Bu çok tehlikeli, çok riskli. Cemaat’in tabaı AK Parti’nin tabanı. Cemaat’e gönül veren insanlar AK Parti’ye oy veriyorlar. AK Parti’de Cemaat’le hiçbir ilgisi olmayan insanlar da Cemaat’in hizmetlerine sempati duyuyor.

Şimdi eğer tartışmayı ‘dershaneleri elimizden alırsanız, biz de oy vermeyiz’ noktasına getirirseniz burada gerçekten tarihsel bir problem ortaya çıkar. Hiç hayırlı bir tavır değil. Yani yıllarca dostça kardeşçe gerçekten samimi ilişkiler kurmuş iki tabanın ilk menfaat problemi ortaya çıktığında işi ‘biz oy vermeyiz’e getirmesi Cemaat’e çok büyük sıkıntı verir.

Önümüzde yerel seçimler var. Düşünün yani, hiç olmayacak bir yerde AK Parti’nin belediye başkanlığını kaybetmesi doğrudan Cemaat’e yazılır. Belki Cemaat’in hiçbir etkisi olmayacak, belki Cemaat’in oy etkisi de yok. Böyle bir tablo ortaya çıktığında Cemaat’i tarihsel olarak sıkıntıya sokacak bir manzarayla karşılaşmış oluruz.

Sağduyulu insanların olduğunu biliyorum Hizmet Hareketi’nin içinde. Böyle söylemleri, böyle cümleleri bir an önce tedavülden çıkarmak ve bunun, böyle bir pazarlığın konusu olmadığını hissettirmelerinde büyük fayda var

dershane tartışmasını yorumlayan Mustafa Karaalioğlu çok önemli bir tespitte bulundu.

Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, 24 TV ekranlarında dersane tartışmasını değerlendirdi. Tartışmalara farklı bir boyut kazandıran Karaalioğlu, Cemaat’in AK Parti’ye oy vermeyeceği noktasındaki söylentilerle ilgili olarak da, “Düşünün yani, hiç olmayacak bir yerde AK Parti’nin belediye başkanlığını kaybetmesi doğrudan Cemaat’e yazılır” dedi.

“GÖNÜL KIRIKLIĞI TEK TARAFLI DEĞİL”

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın bugün yazdığı “duygusal” yazıya gönderme yapan Karaalioğlu, “Sayın Erdoğan’ın da çeşitli açıklamalarında Hizmet hareketinin yayın organlarına yönelik şikayetleri ve gönül kırıklıkları var. Yani gönül kırıklığı tek taraflı değil. Cemaat içerisinden, dersane davası bir gönül kırıklığı metaforuyla anlatılıyor ama tersinden baktığınızda, Sayın Erdoğan da konuşmalarında nazik ve hassas bir şekilde bazı mesajlar veriyor. ‘Bize şamar atmaya kalktılar’ diyor. Bu yapılan yayınlar, bu gösterilen görüntüler, bu verilen demeçler bizim hakettiğimiz demeçler, bizim duymamız gereken demeçler değil diyor. Orada da bir gönül kırıklığı var. dedi.

Mustafa Karaalioğlu şöyle konuştu:

Ki, Cemaat’le Hükümet arasında hiçbir sorun olmadığını, Hükümet’in Cemaat taleplerini karşılama noktasında hiçbir kompleks taşımadığını yine Erdoğan’ın sözlerinden anlıyoruz.

Rusya’da gazeteci arkadaşlarımıza ne dedi; ‘Bütün taleplerini karşıladık, kimse kapımızdan boş dönmedi dedi.

“EĞER CEMAAT’E KARŞI BİR GİRİŞİM OLSAYDI…”

Eğer Ekrem’in duygusal bir şekilde iddia ettiği gibi, bu Cemaat’e karşı bir girişim olsa, işin o tarafı olmazdı. Erdoğan 2008’de dersanelerin kapatılacağını açıkladı ki, o zaman ilişkiler gayet ileri derecede ve çok iyi bir seviyedeydi. Ne MİT krizi vardı, ne de başka birşey vardı. Herhangi bir olaya bağlı olarak Başbakan bunu söylemiş değildi.

O günden bugüne de, eminim ki Cemaat’ten, Cemaat’e bağlı insanlardan sayısız talebi hiçbir engel koymaksızın, hiçbir kompleks yapmaksızın karşıladı Sayın Erdoğan. Ve bunların çoğu da eğitimle ilgili taleplerdi. Özel üniversiteler, vakıf üniversiteleri gibi projelerdi anlayabildiğim kadarıyla. Bu açıdan bakıldığında ‘neden bizi hedef alıyorsunuz’ sorusu çok da anlamlı değil.

“KİM HANGİ SAFTA, İYİ BAKMAK LAZIM”

Türkiye’de bazı kesimler var ki, mesela Kürt sorununda çözüm istemezler ama eğer hükümeti Kürt sorunu üzerinden sıkıştırmak mümkünse, en büyük çözümcü gibi davranırlar.

Gezi Parkı olayları onları hiç ilgilendirmeye bilir ama Gezi Parkı madem hükümete zarar veriyor, sıkıntı veriyor deyip Gezici olurlar. Bugün de dersane konusunda madem bu konu hükümete sıkıntı veriyor, madem bu konuda hükümete karşı girişim imkanı var dershaneci oldular. Eminim ki Cemaat’teki arkadaşlar da bu tabloyu görüyorlardır. Yani onların kim olduklarını biliyorlardır. Sahici bir destek olmadığını, bu desteğin konjonktürel ve sırf hükümete sıkıntı vermek adına bir destek olduğunu görüyorlardır.

Burdan çıkartılması gereken de bir ders var. Kim hangi safta bulunuyor? Büyük resme bakıldığında yapılan işler nereye tekabül ediyor. Tarihsel olarak hangi pozisyonda kalıyoruz? Bunları insanların iyi değerlendirmesi lazım. Bazen ittifaklar kendiliğinden gelişiyor. O ittifaklar insanların omuzuna yük de olabilirler.

Eminim ki Ekrem Dumanlı bu yazıyı yazarken bunu çok iyi düşünüyordur. Yani bugün dershaneleri savunanların birçoğunun, iki-üç ay öncesine gidin Cemaat’e ilişkin tavırlarının ne olduğu belli. Fethullah Gülen Hocaefendi’ye karşı tavırlarının ne olduğu belli. Ama bu insanlar bugün sırf bir muhalefet imkanı var diye saf tutuyorlar.

“CEMAAT BAŞKA TARAFA OY VERİR Mİ CÜMLESİ ÇOK TEHLİKELİ! İŞ CEMAAT’İN ÜZERİNE KALIR”

Bence Hizmet Hareketi’ne, Cemaat’e en çok cümle bu: ‘Cemaat AK Parti’yi cezalandırmak için başka tarafa oy verir mi?’ cümlesi.

Bu çok tehlikeli, çok riskli. Cemaat’in tabaı AK Parti’nin tabanı. Cemaat’e gönül veren insanlar AK Parti’ye oy veriyorlar. AK Parti’de Cemaat’le hiçbir ilgisi olmayan insanlar da Cemaat’in hizmetlerine sempati duyuyor.

Şimdi eğer tartışmayı ‘dershaneleri elimizden alırsanız, biz de oy vermeyiz’ noktasına getirirseniz burada gerçekten tarihsel bir problem ortaya çıkar. Hiç hayırlı bir tavır değil. Yani yıllarca dostça kardeşçe gerçekten samimi ilişkiler kurmuş iki tabanın ilk menfaat problemi ortaya çıktığında işi ‘biz oy vermeyiz’e getirmesi Cemaat’e çok büyük sıkıntı verir.

Önümüzde yerel seçimler var. Düşünün yani, hiç olmayacak bir yerde AK Parti’nin belediye başkanlığını kaybetmesi doğrudan Cemaat’e yazılır. Belki Cemaat’in hiçbir etkisi olmayacak, belki Cemaat’in oy etkisi de yok. Böyle bir tablo ortaya çıktığında Cemaat’i tarihsel olarak sıkıntıya sokacak bir manzarayla karşılaşmış oluruz.

Sağduyulu insanların olduğunu biliyorum Hizmet Hareketi’nin içinde. Böyle söylemleri, böyle cümleleri bir an önce tedavülden çıkarmak ve bunun, böyle bir pazarlığın konusu olmadığını hissettirmelerinde büyük fayda var

Bir yanıt yazın